Örgü, Türk tarihinde önemli bir yere sahiptir. Orta Asya’dan Türkiye coğrafyasına kadar ne kadar kültür varsa o kültürlerin hepsinde “örgü” bulunmaktadır. Coğrafi şartlar olsun, kültürel durumlar meydana gelsin, o zamana uygun örgü modelleri hep var olmuştur ve olacaktır.
Türklerin vazgeçemediği örgü, kendine has kültürü ile bugüne dek sürmüştür. Hun Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ine kadar kurulan tüm Türk devletlerinde örgünün kadınlar içinde yeri önem teşkil etmiştir.
Anne ve babaların bu zamanki şartlara göre çalışmasından ötürü, örgüyü hem anneanne hem babaanne üstlenmiştir. Hangi eve giderseniz gidin, o evde bir anneanne veya bir babaanne varsa elinde muhakkak bir tığ görürsünüz. Ya kendi coğrafyasına uygun örgü modelleri görürsünüz ya da bir komşusundan örnek aldığı bir örgü modeli.
Anneanne ve babaannelerin seveceği örgü modelleri
Nenelerin baldan daha tatlı olarak gördüğü torunlarına dair örgü işlemeleri hep dikkat çekmiştir.
Yukarıdaki fotoğrafta kız torunlarına uygun çocuk örgü modeli görülmektedir. İşlemesi yorucu olsa da yapılması (tığ ile) kolay olarak gözükür.
Kız çocuklarına dair örgü modeli olur da erkek çocuklarına dair örgü modeli bulunmaz mı demeyin. Yukarıdaki fotoğrafta erkek çocuklara göre hazırlanmış hırka örgü modeli gözükmektedir. Oldukça şirin ve sanki içinde olan çocuğun elma yanaklarını görürcesine “ay yerim ben bunu” sözü işitilmektedir.
Bu fotoğrafta en belirgin elma yanak gözükse de bebeği yakışıklı gösteren atkı örgü modelini görmekte fayda vardır. İşlemesi oldukça kolay ve basittir.
Kız çocuklarına uygun mini minnacık olan süveter kız örgü modeli en şirin şekilde karşımıza çıkmaktadır. Tek bir renk işlenmeksizin birkaç renk üzerinden kurulu olan süveter örgü modeli renk ahenkliği üzerinden oldukça dikkat çekmektedir.